Trenler bayramlık 'bıcı bıcı'lanıyor!

Temiz bir çevre hedefinin, bireylerin günlük yaşamlarında benimsedikleri temizlik ve hijyen alışkanlıklarıyla mümkün olabileceğini söyleyen Uraloğlu, “Kamu hijyeni konusunda farkındalık oluşturmayı ve toplumsal bilinç düzeyini yükseltmeyi amaçlıyoruz.” dedi.

Söz konusu projenin Hayat Kimya destekleriyle gerçekleştirilen “Kamusal Alanda ve Evde Hijyen Alışkanlıkları Araştırması” neticesinde doğduğunu belirten Bakan Uraloğlu, “Türkiye örnekleminde 15 yaş ve üzeri 750 kişiyle gerçekleştirilen araştırma kamu taşımacılığındaki beklentilerden, pandemi öncesi ve sonrası hijyen alışkanlıklarına ve toplumun ortak alanlardaki kurallara bakışına kadar pek çok konuyu derinlemesine inceliyor.” açıklamasında bulundu.

“HER 2 KİŞİDEN BİRİ TOPLU TAŞIMADA HİJYENİN HAYATİ ÖNEM TAŞIDIĞINI BELİRTİYOR”

Toplu ulaşım ve genel hijyen alışkanlıklarını mercek altına alan araştırmaya göre, katılımcıların şehir içi kamu taşımacılığını haftada ortalama 3-4 defa, şehirler arası taşımacılığı ise ayda 1-2 defa kullandığını dile getiren Uraloğlu, yapılan araştırma sonuçlarına göre, toplu ulaşımda en yaygın kullanılan taşıma aracı yüzde 81 oranıyla belediyeye ait otobüsler olurken bunu sırasıyla yüzde 65 ile metro, yüzde 63 ile minibüs ve dolmuş, yüzde 41 ile metrobüs, yüzde 33 ile tren ve yüzde 25 ile vapur izlediği belirtilirken, araştırmaya katılanların yalnızca yüzde 29’unun toplu taşımada yolcuların hijyen kurallarına yeterince özen gösterdiği ve her 2 kişiden biri toplu taşımada hijyenin hayati önem taşıdığının altı çizildi.

Araştırmanın, vatandaşların kamusal alanlarda hijyen beklentisinin çok yüksek olduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Bakan Uraloğlu, “Günde yaklaşık 35 bin vatandaşımıza hizmet veren yüksek hızlı trenlerimizde başlattığımız bu farkındalık çalışması ile yalnızca temiz bir ulaşım ortamı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda yolcuları da hijyenin toplumsal bir sorumluluk olduğuna dair bilgilendiriyoruz. 31 yüksek hızlı trenimizde temizlik uygulamalarını yeniledik. Sadece temizlik hizmetleriyle sınırlı olmayan, sürdürülebilir bir hijyen kültürünün oluşmasına katkı sunmayı da sorumluluk olarak görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

KAYNAK: IGFA